Doğa’ya Katıl

Günümüzden bir yüzyıl önce, dünyanın dört bir yanındaki topluluklar doğayla güçlü bağlara sahipti ve bu bağları kuşaktan kuşağa aktarılan yerel bilgilerle sürdürüyordu. Ancak son yıllarda bu bağ tamamen koptu ve insanın doğayla iş birliği yaparak oluşturduğu yerel bilgi bugün kaybolmak üzere olan miraslardan.

Doğa Derneği, kuşların ve daha geniş yaşam ağının doğrudan korunması üzerinde çalışırken, aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin korunmaya ihtiyaç duymayacağı bir kültürün geliştirilmesini desteklemeye de çalışır. Bu kültüre de “Doğa Kültürü” denir. Doğa kültürü, insanların düşünme ve hareket etme biçimlerinde, dünya üzerindeki insan etkisini azaltmak amacıyla uzun vadeli bir dönüşümü ifade eder. Doğa kültürünün, eşitlik, iş birliği ve karşılıklılık gibi ortak değerlere dayanan çeşitli yerel toplulukların geleneklerine ve yaşayış biçimlerine işlenmiştir. Doğadan kendini üstün görmeyen içinde yaşayan türlerden sadece birisi olduğu anlayışıyla temellendirilmiş bu düşünce biçimi doğa kültürünün kilit taşıdır.

Doğa kültürü çalışmalarımız, türlerin popülasyonlarını, Önemli Doğa Alanları’nı (ÖDA) ve daha geniş peyzajları koruma ve restorasyon amacımızla bir tamamlayıcı olma özelliği taşımaktadır. Bu nedenle, doğa kültürünü, kendi toplumlarımızın doğasını koruma ve onarma amacına adanmış bütün faaliyetlerimizin harcıdır. Doğa kültürü çalışmalarımız esnasında fark ettiğimiz en temel gözlem bu kültürü oluşturan bilgi birikiminin hem korunması gerektiği hem de aynı zamanda bu bilginin ekosistemi korumak için bir yöntem olduğudur. Bir sulak alanın insanlar tarafından nasıl görüldüğü ve ne şekilde kullanıldığı  bu sulak alanın korunması için oluşturulacak politikaların temellerini doğa kültürünün belleğinde taşınmaktadır. 

Doğanın kendi hakları vardır; bu hakların ihlali, tüm varlıkların yaşam hakkı konusunda birbirine bağlı olduğu için yaşamın yok olmasına yol açar. Doğanın haklarını, evrensel bir adalet ilkesi ve doğa kültürünün temel bir direği olarak saygıyla karşılıyor ve savunuyoruz. Bu nedenle Doğa Derneği, diğer hak savunuculuğu yapan gruplara iş birliği yaparak onların çalışmalarına destek olmakta ve doğanın haklarına yönelik takdirin artması için enerji ve kapasite yaratmaktadır.

Doğa kültürü çalışmalarımızın içerisinde yer alan Kadim Üretim Havzaları, daha geniş peyzajlarda doğa kültürünün ayak izini temsil eder. Bu peyzajlar sadece insanlara yiyecek ve diğer temel ihtiyaçları sağlamakla kalmaz, aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin korunması ve iklim değişikliğine uyum sağlanması için büyük fırsatlar sunuyor. Bu nedenle, Doğa Derneği bu benzersiz peyzajların belirlenmesi ve sürdürülebilirliği için aktif olarak çalışmaktadır.

Doğa Derneği tarafından kurulan Doğa Okulu, Türkiye’nin farklı bölgelerinde kapsamlı sosyo-ekonomik ve sözlü kültür araştırmalarına dayanan biyolojik çeşitliliğin korunması ve doğa kültürü üzerine eğitim programları uygulamaktadır. Doğa Okulu’nun araştırma programları, Derneğin biyolojik çeşitlilik öncelikleri ile uyumlu olup, koruma zorluklarına yönelik yenilikçi toplum temelli çözümler tasarlamayı amaçlamaktadır. Bu çalışmaların bulguları, Doğa Okulu’nun eğitim programlarının geliştirilmesinde de kullanılmaktadır.