Toy (Otis tarda), 2023 yılında Tehlike Altındaki Türler Kırmızı Listesi güncellemesiyle küresel ölçekte tehlike altında (EN) olarak sınıflandırıldı. Bu durum, türün neslinin tükenme riskinin arttığını ve daha fazla koruma çabasına ihtiyaç olduğu anlamına geliyor. Dünya genelinde sadece 30.000 yetişkin bireyinin kaldığı tahmin edilen bu nadir kuş türü, Avrasya ve Avrupa’ya dağınık bir şekilde yayılmış durumda. Türkiye’de, 600 civarında olduğu tahmin edilen toylara, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Muş ve çevresinde sıkça rastlanırken, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde ise daha nadir görülüyor. Toylar 260 santimetrelik kanat açıklığı ve 18 kilograma kadar ulaşan ağırlıklarıyla uçabilen en ağır kuşlar arasında yer alıyor.
Ancak, toyların varlığı giderek ciddi bir tehlike altına giriyor. Tarımsal yoğunlaşma ve endüstriyel gelişmeler, toyların yaşam alanlarını daraltıyor ve parçalıyor. Yasa dışı avcılık, yumurta toplayıcılığı, zehirlenme, elektrik çarpmaları gibi tehditler de toy popülasyonunu ciddi şekilde etkiliyor. Türün sayılarındaki azalmanın gelecekte giderek şiddetlenmesi bekleniyor. Araştırmalar, dağılım alanının büyük bir kısmında türün neredeyse yok olduğunu ve küresel nüfusunun sadece 2005 ile 2018 yılları arasında yaklaşık yüzde 34 azaldığını ortaya koyuyor. Bu azalma, sadece üç nesilde yüzde 65’e varan bir düşüş anlamına geliyor.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 2023-2024 av dönemi için Merkez Av Komisyonu’nda toyu koruma altına almış olsa da, toylara zarar vermenin cezası hala yetersiz. Türün korunması için daha etkili adımlar atılması gerekiyor. Yasadışı avcılığın önlenmesi, yaşam alanlarının korunması, anız yakımının engellenmesi, özellikle üreme alanlarında risk teşkil eden elektrik hatlarının izole edilmesi, yoğunlaşan tarım faaliyetlerine karşı önlemlerin alınması ve tarım faaliyetlerinde biyoçeşitliliği destekleyen sistemlerin benimsenmesi gibi önlemler hayati önceliğe sahip. Toyların yaşam alanlarının korunması için mera alanlarının muhafaza edilerek mozaik tarım modeli ve nadas yönteminin uygulanması gerekiyor. Ayrıca, hasat dönemleri, toyların üreme dönemine göre planlanmalı, böylece biçerdöverlerin yavrulara zarar vermesi engellenmeli.
2002 yılında başladığımız çalışmalarla, Türkiye’deki toy popülasyonunun durumunu belirlemeyi ve korumayı amaçladık. Bu kapsamda, mevcut bilgilerin gözden geçirilmesi, kritik bölgelerde ve çevresinde yaşayan yerel halkın farkındalığının artırılması amacıyla Anadolu’nun farklı bölgelerinde saha araştırmaları gerçekleştirdik. Çabalarımız, Toy Eylem Planı’nın koordinasyonuyla devam etti. Yasa dışı avcılık gibi tehditlerin ortadan kaldırılması, toyun yaşam alanlarının korunması ve ulusal çapta tarımsal yeniliklerin hayata geçirilmesi için Orta Doğu Ornitoloji Derneği (OSME) ve diğer ortaklarımızla birlikte Afyon, Denizli, Uşak, Çorum ve Kırıkkale gibi bölgelerde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.